BLOGLAR

Biltek Logo Halka
Biltek Logo Halka
AĞUSTOS092022

Sınırın Ötesinde Olabilmek

Sınırın Ötesinde Olabilmek

Sınırları kaldırmayı düşündük mü ? Evin odasında ki odadan çıkmadığınız müddetçe, dışarıda ne olduğunu nasıl anlayabileceğiz ki, anlayamacağım bir sınır var. oracıkta duruyor, elimi uzakttığımda farklı bir huzur veriyor biliyorum. Fakat sınırın ötesinde ki duygulardan mahrumuz. Nefes istediğimiz sürece sınırların içerisindeyiz. Güneş oracıktan bize vuruyor. Rüzgar hissetiriyor. Ötesine gitmek istiyorum. Gitmeye başladığımda ise toprak ayaklarıma teker teker dokunuyor hissediyorum. Hissetmek büyük bir hediye, mutluyuz, mutsuz olmak istemiyoruz. Mutsuz olduğumuz zaman ise mutlu olmayı istiyoruz. 

Yaşam güdüsü bu, insan her zaman mutlu olmak ister, mutlu olmak insanın elinde, birbirimize vereceğimiz destek sayesinde mutlu olacağız. Eşlerin birbirine olan sevgisi, kardeşlerin, annenin evlada, babanın oğluna ve kızına, daha bir çok sebepten sevgi olduğu müddetçe mutluluk olacaktır. Şunu söylemek isterim, mutsuz olmak hiç istemezsiniz. 

Bir hikayeden bahsedeceğim, bu hikayenin ana karakteri yoksun olmak, yoksunluk öyle bir acizlik ki, elinin uzandığı fakat alamadığı umut gibidir. 

Baş kaldırımın bir temsili gibi duruyor hayat. Her sabah yataktan kaldığımda yeni bir  günün mutluluğu ile başlıyorken hayata, yaşanılan onca tepkiler sayesinde mutsuzluk sarıyor etrafımı. İş yoruyor diyorlar, çalışmasaydın diyorlar. Çalışıyorsan yapacaksın deyip teselli ediyorlar. 

Hiç kimsede çıkıp bir emekçinin halinden bahsetmiyor. Varsa yoksa, sayıların oluşturtuğu kazanç miktarları. Nerede insana verilen değer? Bir ağırlık kaldırıldığında nerede güvenlik? 

İnsan huzurlu bir yaşam istiyor, istemeklede gayet hakılıdır. İnsan huzurlu olmayı hakkediyor. Huzursuz inan susuz bir gezegene benzer. Nefes alamayan, ölmeye yüz tutmuş hali gözler önüne geliyor. 

Emekçiyim ben, tanımım ise gerek bedenim, gerek düşüncelerim gerekse fikirlerim sayesinde ekmek alabilecek kadar gelir elde etmektir. 

Bu halimi kölelikle karıştırmayın, kölelik gelir kazanmadan çalışmak, emekçi ise gelir kazanarak yapılandır. Üzülerek söyleyeceğim ki, zaman öyle bir zaman ki, bu zamanın emekçileri köleden farkı kalmadı. 

Bugün, yüzleri madende siyahlaşmış madencilerden mi bahsetsem, elleri nasıl tutmuş inşaat işçilerinden mi, ayakları ağrıdan yerle bir olmuş hastane görevlilerinden mi? Hangisinden bahsedersek bahsedelim, sevgili arkadaşım. Her bir emeğin karşlığı tatlıdır. Zorluğu ayrıdır. Küçümsemek ise insanlığa yaraşmaz. Baytardan tutunda, geliri kazanan insanların vergisin hesaplayan muhasebecinin de derdi farkılıdır. 

Her insanın derdi farklıdır arkadaş. Dertlere ortak olmak insana mahsustur. Dertlenip çözüm bulmakta insana mahsustur. Hüzünlü olup lerbir olmakta, güçlü olup dik durum nefes almakta insana yaraşır harekettir. 

Derdimiz vardır bu inkar edilemez, evden içeri gidiğindebaşlar dertler, çıktığında başlar dertler. 

Huzurumuz vardır, bu gerçektir. Evden içeri girdiğinde başlar huzur, çıktığında başlar. Benzer bir haldir, insanlığın duygusu. 

Saygı duymalı insan, sınırların ötesinde bakmalı, bakmalı ki, her derdin kutsal olduğunu anlamalı. Bu bize yaraşır harekettir. Sokakta kağıt toplayan koca yürekli çocukta, zaman kavramı olmayan muhasebe çalışanında, ekmek yetiştirmek için çabalayan fırıncının da her dert kutsaldır insan nezdinde. Saygı duymak yaraşır bize. Öfkelenmek yaraşmaz. 

Sevgi duymak yaraşır bize, en iyisi budur yapabileceğimiz. Hüzünlenip köşede durmak değil bizim harcımız. İnsanın harcı elinden tutup göz yaşını silmektir. İnsan bunu yapar. İnsan ise buna cevap verir, onun elinden tutar. İşte sevginin gücü budur. Sınırın ötesindeki güç budur. Kabuğundan çıkmış bir sevgi, sevgisiz dünya yaşamaya değmez. 

Kaynak:Minik Anlatılar Kitabı S 34-36 Atakan KOÇAK